Gurur ve Önyargı – Jane Austen
- Pelin YÜCE
- 22 Ağu 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Oca
Bu hafta kitap köşesinde aslında yine birkaç kez okuduğum kitaplardan biriyle ilgili yazmak istiyorum. Jane Austen’ın en ünlü kitabı demem yanlış olmaz sanırım: Gurur ve Önyargı.
Ya da bu dönemde bilinen adıyla: Aşk ve Gurur

Öncelikle kısaca yazarımızdan bahsedelim. Jane Austen, 1775 yılında Steventon, Hampshire’da doğmuştur. Bir köy papazının yedinci çocuğu olan Jane, Oxford’da öğrenim görmüştür. İlk romanını 1787 yılında yazmıştır. Ölümünden sonra onu dünya çapında üne kavuşturan Gurur ve Önyargı kitabını ise 1797 yılında tamamlamıştır. Asıl şöhretine ölümünden sonra kavuşan Jane Austen’ın kitapları neredeyse tüm dünya dillerine çevrilmiştir.
Şimdi de kitaptan biraz bahsetmek istiyorum…
Öncelikle kitabı okurken yazarın yaşadığı dönem olan 18. yüzyıl İngiliz soylularının yaşamlarından kesitler sunduğunu unutmamak gerekiyor. Günümüzde kitapla ilgili yazılan bazı eleştirilerin yazarın 21. yüzyılda kitabı yazdığı düşünülerek yapılması gerçekten üzücü. Aslında her kitap, hem okurken hem de kitapla ilgili bilgilendirme yazılarında, yazıldığı dönemin koşulları göz önünde bulundurularak incelenmeli diye düşünüyorum.
Kitap genel olarak Elizabeth Bennet ile Bay Darcy arasındaki ilişkiyi konu alıyor. Elizabeth Bennet ve Bay Darcy’nin hikâyesi, hem toplumsal sınıf farkları hem de kişisel önyargılar üzerine derin bir keşif sunuyor. Elizabeth karakteri, aşırı dürüst, kararlı ve zeki bir karakter olarak ön plana çıkarken, dönemin kadın karakterleriyle hiçbir ortak yönü yoktur. Darcy karakteri ise, gururlu ve kibirli biri olarak karşımıza çıkıyor. Aslında kitabın adında geçen Gurur, Darcy’yi; Önyargı ise Elizabeth’i simgeliyor diyebiliriz. Farklı olayların onları zorunlu olarak bir araya getirdiği bu iki karakter, sonunda gurur ve önyargılarından sıyrılarak birbirlerini kalpleriyle görmeye başlıyorlar.
Elizabeth'in güçlü, bağımsız karakteri ve kendi duygularını anlamaya ve kontrol etmeye yönelik çabaları, Jane Austen’ın bu kitabını çekici kılan özelliklerden biridir. Elizabeth ve Darcy’nin ilişkisi, hem bireysel hem de karşılıklı olarak kendilerini geliştirmeleri gerektiğini gösterir. Özellikle Elizabeth’in, ilk izlenimlerine dayanarak Bay Darcy’yi yanlış değerlendirmesi ve sonra bu önyargıyı aşma süreci, duygusal olgunlaşmaya önemli bir örnek olduğunu düşünüyorum.
Yazarın kitabın adını ilk olarak ‘İlk İzlenimler’ olarak belirleyip, sonradan ‘Gurur ve Önyargı’ olarak değiştirmesinin çok isabetli bir seçim olduğunu belirtmeliyim.

Bu kitap, belki de kendimizde de bildiğimiz fakat itiraf edemediğimiz konuları yeniden düşünmemizi ve sorgulamamızı sağlıyor. İnsan ilişkilerini ve dönemin sosyal statü farklarını eleştiren bu kitabın, sıradan bir aşk romanından çok daha fazlası olduğunu söylemek gerek.
Aşk romanlarına bayıldığımı söyleyemem. Ancak bu romanların içerisinde insan ilişkileri, olgunlaşma süreci ve birçok dönem koşulunu taşımasından dolayı bu kitapları okumayı ve konudan bağımsız kesitleri keşfetmeyi seviyorum.
Eğer benim gibi düşünenlerdenseniz, bir kez olsun okumanızı tavsiye ederim. Farklı tatlar bulacağınıza eminim…
Tabi kitaptan birkaç alıntıyı da eklemeden olmaz. :)
“Ben de gururunu kolayca affedebilirdim, benim gururumu yaralamasaydı.”
“Gerçek bir akıl üstünlüğü varsa gurur her zaman emin ellerde olacaktır.”
“Ama acı sözler söyleme talihsizliği, içimde büyüttüğüm önyargıların doğal sonucu.”
“Geçmişin sadece hatırlamaktan zevk aldığınız kadarını düşünün.”
Yolda Bir Kalem, iz bırakan her yolculukta sizlerle…
Comments